31 Aralık 2007 Pazartesi

Hoş geldin 2008! :)

Elveda 2007 diyorum büyük bir huzur ve mutlulukla... Ne ağır ve yıpratıcı bir yıldı... Stratejik hatalar yaparak öğrendim Stratejik Derinlik'i :) Hatalarım için de kendime kızdım, küstüm, daha yeni yeni içimdeki ben-le barışıyorum...
'Affetmek: Forgive, i.e. Thanks for me giving this experience anlamında. Affetmek, bizi tutsak eden bağları kesmektir, tutsak o ise gardiyan sensin ve 2niz aynı hapiste. Bu 2si arasında güçlü bir bağ oluşur. Affetmek, derin bir kendini tanıma, kendin olma sürecidir.' demişti Ay-mil:) Doğan Hoca'm bir mesajında. Ben de ben-le barıştım sonunda...
Bu akşam da çalışarak giriyorum yeni yıla, atom karınca gibi yeni yılda da çalışmayı dileyerek :)
Ayrıca, 'Evrensel Yardımlaşma ve Dayanışma Yasası'nın bir uzantısı olarak, insanların egolarını kontrol etmelerini, hatta egolarından arınabilmelerini ve karşılıksız sevgiyi öğrenmelerini diliyorum.

Sağlık dolu nice yıllara!

Sevgiyle Kalın!

Ay-lin:), mutlu karınca

19 Aralık 2007 Çarşamba

İyi ki var oldum!


Yıldızlarla kaplı bir göğün altında en güzel zamanları yaşıyor olsak da uzay-zaman genişledikçe gökyüzü giderek daha fazla kararacak ve boşalacak... Uzay ve zaman, “göreceli”, hareketimize bağlı olarak her birimiz için farklı biçimde akıyor... Bu bağlamda, 24 yaşıma girmenin heyecanını ve mutluluğunu yaşıyorum. Nazım'ın dediği gibi bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşcesine yaşamayı başarmak için bir yaşam mücadelesi veriyorum yıllardır...
Yeni yeni 'denge'lenmeye ve 'kök'lenmeye başladım :) Işık olup, insanların hayatına renk katabilirsem ne mutlu bana...
Belki de pek çok kez kendi yolumda yalnız bir yolcu olacağım; çocukluğa özgü saf ve yalın merakı, evren karşısında derin hayret ve tükenmez coşkuyla ilerleyen bir yolcu!..
Son olarak özellikle geçen bir yılda zoru zor edip zora dayanma eşiğimi yükseltenlere ve acıya dayanma eşiğimi de yukarı çekenlere şükranlarımı sunuyorum :) Sayelerinde daha güçlü bir ben'e sahip oldum...

Sevgimle Kalın!

Ay-lin:)

Not: Çizim: http://www.allisonreuling.com/

11 Aralık 2007 Salı

YAŞAMAYA DAİR



















Herkese Merhaba!

Bir yandan, kitaplar, kağıtlar, ödevler, vs arasında kaybolmuşken; diğer yandan
ben-in ben kalmasına izin vermek istemeyen hayatla savaşırken, okuduğum şiir ilaç gibi geldi.

Paylaşmak istedim...

Sevgilerimle,

Ay-lin:), yorgun savaşçı


YAŞAMAYA DAİR

Yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak.

Yaşamayı ciddiye alacaksın,
yani o derecede, öylesine ki,
mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
yahut kocaman gözlüklerin,
beyaz gömleğinle bir laboratuarda
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
hem de en güzel en gerçek şeyin
yaşamak olduğunu bildiğin halde.

Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
yaşamak yanı ağır bastığından.

1947

2

Diyelim ki, ağır ameliyatlık hastayız,
yani, beyaz masadan,
bir daha kalkmamak ihtimali de var.
Duymamak mümkün değilse de biraz erken gitmenin kederini
biz yine de güleceğiz anlatılan Bektaşi fıkrasına,
hava yağmurlu mu, diye bakacağız pencereden,
yahut da sabırsızlıkla bekleyeceğiz
en son ajans haberlerini.

Diyelim ki, dövüşülmeye değer bir şeyler için,
diyelim ki, cephedeyiz.
Daha orda ilk hücumda, daha o gün
yüzükoyun kapaklanıp ölmek de mümkün.
Tuhaf bir hınçla bileceğiz bunu,
fakat yine de çıldırasıya merak edeceğiz
belki yıllarca sürecek olan savaşın sonunu.

Diyelim ki hapisteyiz,
yaşımız da elliye yakın,
daha da on sekiz sene olsun açılmasına demir kapının.
Yine de dışarıyla birlikte yaşayacağız,
insanları, hayvanları, kavgası ve rüzgarıyla
yani, duvarın ardındaki dışarıyla.

Yani, nasıl ve nerede olursak olalım
hiç ölünmeyecekmiş gibi yaşanacak...

1948

3

Bu dünya soğuyacak,
yıldızların arasında bir yıldız,
hem de en ufacıklarından,
mavi kadifede bir yaldız zerresi yani,
yani bu koskocaman dünyamız.

Bu dünya soğuyacak günün birinde,
hatta bir buz yığını
yahut ölü bir bulut gibi de değil,
boş bir ceviz gibi yuvarlanacak
zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız.

Şimdiden çekilecek acısı bunun,
duyulacak mahzunluğu şimdiden.
Böylesine sevilecek bu dünya
'Yaşadım' diyebilmen için...

1948

NAZIM HİKMET

2 Aralık 2007 Pazar

Elveda Facebook!


Sevgili Arkadaşlarım ve Öğrencilerim,

Facebook hesabımı da kapattım. Yüzlerce arkadaşıma ulaşmak güzel oldu ama bunun masajlaşma trafiği bir o kadar da yıpratıcı ve zaman alıcı...
Ben çocukken hayatımda ne cep telefonu vardı ne de facebook... Ne kadar saf ve doğal bir yaşantım vardı..

Artık, daha basit ve sade bir hayat yaşamak istiyorum. Anneannemin civcivlerini kovaladığım günleri özlüyorum... Sobada kızartılan ekmek kokusunu arıyorum... Galiba büyüyorum...

Gökyüzünüz açık olsun!

Ay-lin:)

Elveda YTÜ ve İstanbul, merhaba BANÜ ve Bandırma!

                                                   Yaklaşık 15 yıl  #ARGEdeLiderYTÜ ’de (ve bir yıl dünyanın en saygın üniversitelerinden Co...