18 Ocak 2007 Perşembe

ACİL YARDIM: ANKARA'DAKİ GAMZE BEBEK İÇİN! HERKESE İLETİN LÜTFEN!

HERKESE İYİ GECELER! (23:28)

YAKLAŞIK ON GÜNDÜR TAKİP ETTİĞİM BİR YAŞAM PIRILTISI VAR UZAK DİYARLARDA... www.ayakizi. web.tr 'den Sayın Haşim AĞCA'nın attığı e-postadan bir kan ihtiyacı olduğunu öğrendim. Ankara'da Gazi Hastanesi'ndeki Çocuk Sağlığı ve Hasta Servisi'nde (Yoğun bakım, 10. katta) 7 aylık Gamze BAYIR adlı bebeğin kana ihtiyacı vardı..
(Annesi Esma BAYIR'ın karaciğerinden parça alındı ve bebeğe nakledildi.. .)

Hemen telefon edip, olayın son durumunu, vs öğrendim. www.kanbankasi. com 'dan tarama yapıp, kan verebilecek kişileri tespit edip, kan bankasıyla bebeğin babası Sinan Bey'i buluşturdum... Bunun dışında her gün en az bir kez arayıp sesimle ve dualarımla destek olmaya çalışmaktayım.. Haşim Bey, Ankara'da olduğundan o da ilgilendi...

Babasıyla telefonda bir bir yaşamaktayım her şeyi.. Annesinden karaciğer nakli gerçekleşti (annesinden bir parça alınarak..) fakat damarda darlaşma oldu, safra yolundn geçen damarı bağırsağa bağladılar.. Ameliyattan çıktı, başarılı geçti, bebeğin durumu, annesi Esma BAYIR da iyi çok şükür...

Bu ailenin her türlü desteğe ihtiyacı var. Babası Sinan Bey: 0 543 228 43 91, İş Bankası Hesap No.: 75001942376
Hesap numarasını babasından ben aldım, o vermedi! Konuşmalarımızdaki söylemden yardıma ihtiyaçları olduklarını anladım... Trabzon'dan gelmişler Ank'ya...

Ank'daysınız hastanede ziyarete giderek, telefonla ve karınca kararınca maddi olarak da destek olmaya çalışalım lütfen!

Adres defterimdeki herkese atacağım bu iletiyi.. Kim olduğum önemli değil; bu evrenin çocuğuyum... Sadece yardım etmeye çalışıyorum... Sinan Beyleri de tanımıyorum... İnsanlık adına yardımcı olmalıyız diye düşünüyorum... Onlara inanıyorum... Bana inanmak zorunda değilsiniz. Kendiniz de tel. edin, hastaneye gidin, yeter ki destek olalım bir şekilde...

Sen ne yaptın diye soranlara yanıtım: İlk ameliyatta kan bankasıyla buluştrdm, cana can olmaya çalıştm, her gün sesimle ve de dualarımla destek oluyrm, şimdi de Türkiye çapında bir yardım kampanyası başlattım: Medya kuruluşlarına tel. ediyorum, e-postalar atıyorum, Ank'daki arkadaşlarımdan tel. zinciri başlatmalarını rica ettim, vs. Az önce Sinan Bey aradı; Kanal-D ve Show-TV'den röportaj yapmışlar :) Vadaaa! dedim.

Normalde yaptığım ya da yapmaya çalıştığım iyilikleri söylemem ama örnek olmaya çalıştığım bir durum söz konusu olduğundan ve de yol haritası çizmeniz için anlatıyorum...

İnş bir gün Trabzon'a gideceğim ve Gamze bebekle evcilik oynacağım...

'... Paylaşmak, o kadar da zor değil. Hastaneleri, mezarlıkları da gezelim. Diyaliz makinesine bağlı yaşamak zorunda olan ne çok insan var ve insanlar hayatını kaybettikten sonra organlarını bağışlamaktan kaçınıyorlar... Kendi adıma konuşmam gerekirse Ankara’dan buraya gelmeden önce “T. C. Sağlık Bakanlığı Organ Bağış Senedi”ni imzaladım. Korneadan kalbe tüm organlarımı bağışladım. Bir gün hayatımı kaybettikten sonra da bir şekilde birilerine yardımcı olabilirsem ne mutlu bana... Lütfen her şeyin fani olduğunu unutmayalım...'
http://aylinyavas. blogspot. com/2006/ 12/yaam-mesajim. html

Hayatı paylaşmak üzere!

Sevgilerimle,

Aylin YAVAŞ,
Afette Rehber Çevirmen (ARÇ) http://ceviridernegi.org/arc/

http://aylinyavas.blogspot.com

Not: Son olarak daha önce yaşadığım bir olayı aşağıda paylaşmak istedim ki acil durumda sizlere de bir yol haritası olabilir:

From: Aylin YAVAŞ being83@...
To: aylinyavas@...
Date: Jun, 10, 2005 10:56 AM
Subject: Yapbozun son parçasıydı Ergin'e yardım eden…

Sevgili Ergin ve Arkadaşlar,

Öncelikle tekrar geçmiş olsun demek istiyorum. İnşallah en kısa sürede iyi olacak arkadaşın. Benim arkadaşımın da durumu oldukça iyi...

Ben de birkaç "hatırlatma" yapmak istiyorum. Hayatta gerçekten de ektiğini biçiyor insan...
Küçükken babam asla kesin konuşmadığı, "kısmet, bakalım, vs." dediği için ona çok kızardım. "Bir şey ya siyahtır ya beyaz, bana lütfen kesin konuş," derdim... Ama hayat, "gri"ymiş... Bir yolculuğa çıktığını düşün... Arabanın bakımını yaptırmışsın, sen usta bir şoförsün, yol güzel... Herhangi bir sorunsal yok... Her şey yolunda giderken, karşıdan gelen arabanın tekerleği çıkıp, sana çarpıyor ve sen yolundan çıkmak zorunda kalıyorsun, gitmek istediğin noktaya ulaşamıyorsun... Anlatmaya çalıştığım "kaza" ve "kader"in varlığı... Hayatta hiçbir şeyin garantisi yoktur... Elimden geldiğince hedeflerime ulaşmak için mücadele ediyorum, gerisini Allah'a havale ediyorum ve hayırlısı olması için dua ediyorum... Daha iyisi olan, belki de sizi daha çok mutlu edecek, sizin için hayırlısı olan olmayabilir...

Daha "duyarlı" ve "ilgili" olalım herkese ve her şeye karşı... Ben, elimden geldiğince, herhangi bir karşılık beklemeden, birilerine bir şekilde yardımcı olmaya çalışıyorum... "Bana ne?" demeyelim. Kimi arkadaşlar, hayata karşı bu kadar ilgili olmama çok şaşırıyorlar. Unutuyorlar ki bu hayat çok kısa; dünyada ölümden başkası yalan. Biz insanlar elimizdekilerin değerini kaybedince anlarız. Sımsıkı sarılalım sevdiklerimize...
Kimileri hatırlar, Elif Hoca'nın final teslim gününde ödevim silinmişti. Bazı arkadaşlarım, "Ben olsam, sinirden ağlardım sen ise gülümsemeye devam ediyorsun." dediler. "Kazayla insanlar hayatlarını kaybedebiliyor, benim final ödevim silinmiş, üç saatte daha yüzeysel bir ödev hazırlayabilirim, A'yla değil de B'yle geçerim, canım sağ olsun.)" dedim. Önemli olan "sağlıklı' bir şekilde yaşamak, gerisi gelir...

Dün yaşadıklarımı sadece bir "düşünce sistematiği" örneği vermek için paylaşmak istiyorum: Ergin tel. ettiğinde durum acildi ve min. dakikada max. kişiye ulaşmak zorundaydım. Öncelikle bilgisayar başında çalışan insanlara ulaşmak için hemen e-posta attım. Çünkü ben sadece kendi adres defterim üzerinden yüzlerce kişiye ulaştım. Bunun zincirleme devam etmesi yararlı olabilirdi.

Tel. edip, mesaj atarken de kilit kişilere; örneğin evde tek başına oturan birine değil de, şirkette çalışan ya da yurtta olan, bu vesileyle de yurtlara anons yaptıracak birine ulaşayım dedim.

Şimdi gelelim yapboza... Bundan yaklaşık iki yıl önceydi... "Tesadüfen" bir bayanın konuşmasına tanık oluyorum: Kendisi büyük boy bir yapboz yapmış, yapbozun bir parçası kaybolmuş, yapbozunu tamamlayamadığını için çok üzülüyor, bir yıldır yapboz masa üzerinde bekliyormuş... Ben de bir ışık yanıyor:) Önce bayanla tanışıp, size yardımcı olabilir miyim? diyorum. Yapboz, EDUCA BORRAS adında bir İspanyol şirket tarafından üretilmiş. "Servicio pieza perdida" diye kayıp parça isteme sevisi var. İspanyolca bir form doldurulması gerekiyormuş, bayan da İspanyolca bilen birini tanımadığı için yapbozu evde bekliyormuş... Neyse, ben gerekli yazışmaları yaptım, Sant Quirze Del Valles'den bana ilgili parça geldi, ben de o hemşire bayana ulaştırdım, gözlerindeki o çocuksu sevinci halen unutamam...

ASELSAN, TAI, MİKES, BAŞARI gibi şirketlerin revirlerinde "kan verme listeleri" olur. Gönüllü kişilerin en son ne zaman kar verdiklerini, kan gruplarını, vs. öğrenebilirsin. Bu bayanla diyalogumu sürdürdüğüm için hemen bunlara ulaşıp, kan verebilecek kişinin Gazi Hastanesi'ne gitmesini sağladım. Bana ne başkasının yapbozundan demediğim için Ergin'e yardımcı olabildim belki de...

Ne "garip" şeylerle uğraşıyorsun, diyor bana pek çok kişi:) İnanmadığım hiçbir heykeli dikmem. Hayatta da "tesadüf" diye bir şey yoktur. "Garip" şeylerle birilerine yardımcı olabiliyorsam ne mutlu bana... Cervantes: "Siz dünyayı nasıl algılıyorsanız, dünya da sizi öyle algılar." der.

Sağlık, huzur ve mutluluk dolu günler dileğiyle!

Aylin:)

Not: 1- "Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir Şey Var" şiirini okuyalım:
...
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene
karışırcasına
Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana

Ataol BEHRAMOĞLU, 1977

2- Cep telefonlarımızı 24 saat açık tutalım, acil bir durumda birbirimize ulaşamazsak cep telefonunun işlevselliği pek kalmıyor.

3- Bu notum da özellikle bazı bayanlara; cep telefonunuzu sesini kısıp, çantanızın derinliklerine atıyorsunuz, sonra size ulaşmak imkânsız oluyor. Lütfen daha dikkatli olalım!

















http://www.ayakizi.web.tr/


GİDEBİLDİĞİNİZ YER, AYAK İZİ BIRAKTIĞINIZ YERDİR! :) :)

17 Ocak 2007 Çarşamba

TATİLE ÇIKARKEN TÜRK EĞİTİM SİSTEMİ VE AY-LİN:) HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİNİZİ RİCA EDİYORUM GÜZEL ÖĞRENCİLERİM!

İYİ TATİLLER GÜZEL DOSTLARIM, CANIM ÖĞRENCİLERİM!

TATİLDE HAYAL KURMANIZI İSTİYORUM SİZLERDEN, TEK ÖDEVİNİZ BUDUR :) BİR DE ONLARI YAZMANIZI!

UNUTMAYALIM Kİ DÜŞ + ZAMAN = GERÇEK OLUR!

BİLİM ORMANI DAVUTPAŞA’DA 12 ŞUBAT’TA BULUŞMAK DİLEĞİYLE!

GÖKYÜZÜNÜNÜZ AÇIK OLSUN!

SİZİ ÇOK SEVEN HOCANIZ AY-LİN:)

(BU GÜN GOTİK METAL & GOTİK ROCK'I KEŞFETTİĞİM GÜNDÜR; SAĞ OL UĞUR (KOL),
SANA ARTIK MÜZİK DANIŞMANIM DİYECEĞİM:) İYİ Kİ VARSIN!

http://www2.blogger.com/profile/13975812340485259071

NOT: AŞAĞIDAKİ İKİ SORUYU YANITLAYINIZ: İSTER BANA E-POSTA ATIN, İSTERSENİZ YAZININ ALTINDAKİ COMMENTS’E EKLEYİN!

SEVGİLİ ÖĞRENCİLERİM, TÜRK EĞİTİM SİSTEMİ HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ? ÇÖZÜM NE OLABİLİR? YAKIN GELECEKTE KULÜP KURUYORUM: HEP BERABER BEYİN FIRTINALARI YAPIP, ÇÖZÜMLER ÜRETECEĞİZ… ÖNCE İST-AN-BUL’U, SONRA DÜNYAYI FETHEDECEĞİZ… SİZİ ÇOK SEVİYORUM! İYİ Kİ VARSINIZ!

AY-LİN:) HOCANIZ HAKKINDA DÖNÜT RİCA EDİYORUM! BİR DÖNEMİ BİTİRDİK… SİZLERİ TANIDIĞIMA ÇOK MUTLU OLDUM. YOLUNUZ AÇIK OLSUN. SİZLERDEN ALDIĞIM DÖNÜTLERLE
BEN DE KENDİMİ GELİŞTİRMEYE DEVAM EDECEĞİM. HEP BERABER ÖĞRENECEĞİZ! ÖNEMLİ OLAN HAYAT SINAVINDA BAŞARILI OLMAKTIR. BEN DE SİZİN HAYATINIZA RENK VE KALİTE
KATABİLDİYSEM, NE MUTLU BANA!

(Öğrencilerimin sınıf, bölüm, doğum günü, vs gibi bilgilerini de ekledim; kendimce onların beyin haritalarını çiziyorum:)

(Canım Arkadaşlarım, iletileri geliş sırasına göre koydum. Bilginize:)

Bilgehan ALKAN, bilgehan_alkan@hotmail.com (B10, Makine Mühendisliği, 29.10.1988, Kocaeli)


Hocam, eğitim sistemi bence çok acımasız. Çünkü insan üç saatte geleceğini belirleyebiliyor ve o anda insanın başına herhangi bir şey gelse kişinin tüm hayatına mal oluyor. Bu zaten böyle bir eğitim sistemi sadece bizim ülkemizde var. İnşallah değiştirirler demek istiyorum ama zannetmiyorum...

Hocam size gelince süpersiniz valla enerjinize hayranım yani insan bu kadar mı enerjik olur ya? Sabah derslerde şöyle bir kestireyim diyorum ama ders o kadar hareketli oluyor ki ona bile izin vermiyorsunuz. Umarım sınavlarınız iyi geçiyordur. Gelecek sınavlarınızda başarılar.

Hatice Özbek, deadstreet1@hotmail.com (C15, Matematik Mühendisliği, 26.10.1985, Bulgaristan)

Bence Türkiye’deki eğitim sistemi zeki insanların önünü kapatıyor. Ezberci bir sistem almış başını gidiyor. Böylelikle farklı fikirlerin önü kapatılmış oluyor. Gerçi farklı fikirleri ciddiye alanda yok; çünkü bir kalıp bulmuşlar yeniliğe kapatmışlar gözlerini. İşin kolayına kaçılıyor böylelikle… Gözlerini açıp baktığında da milletimiz, önünde konuşmayı bile doğru dürüst bilmeyen gençleri görüyor… Çünkü bu gençlerin en verimli geçirecekleri zamanında bir ÖSS sistemi koyulmuş önlerine... Bir an önce bir çözüm bulunmalı. Neden bu ülke böyle diye düşünüleceğine neden eğitim sistemimiz böyle diye düşünülmeli. Çünkü çözüme işin çekirdeğinden başlanmalı...

Yusuf ŞERMET, aaa_bilinmiyor@hotmail.com (B2, Elektrik Mühendisliği, 01.01.1987, Konya)

Eğitim sistemi günümüzde bizleri birer programlanmış obje olarak görmektedir. Bugün aynı şeyi bilgisayarlarda yapabiliyor. Bizler bu sistemde programlanan değil programcı olmak istiyoruz ama insanları değil insanların mutluluklarını sağlayacak her şeyi programlamak! Sınırları çizilmiş bir eğitimin öğrencilere sadece ezberci eğitimi öğrettiği bir sistemde bizler beyinleri körelen insanlar olmak istemiyoruz. Bizler hayallerimizi gerçeğe dönüştürebileceğimiz, bütün insanların mutlu olacağı, minicik yüreklerimizin her sabah yeni bir şey öğrenme duyusuyla uyanacağı bir eğitim istiyoruz.

Öğrenci gözüyle AYLİN YAVAŞ

Daha önce meleklerin insan yüzüyle aramızda olduğunu söyleselerdi sadece güler geçerdim ama bu yargım sizinle değişti ve aynı şeyi şimdi söyleseler ilk aklıma gelen sizin isminiz olur "AYLİN HOCAM". O kadar büyük bir altın kalbiniz var ki sesinizde neşeyi duyduk, gözlerinizdeki ışıkta sevgiyi gördük öğrencileriniz olarak. İyi ki varsınız ve iyi ki sizi tanımışız! Biz öğrencileriniz sizi çok ama çok seviyoruz.

Mina KAPAKLI, minakapakli@hotmail.com (B2, Matematik Blm., 28.02.1989, Şanlıurfa)

Hocam, Türk Eğitim Sistemi’nden hayatım boyunca hoşnut olmadım ne lisede ne de şimdi… Sonuçta pratik yapamıyoruz. Dil öğrenmenin tek yolunun yurtdışı olduğuna inanıyorum. Sadece gramer bilgimiz artıyor ama şahsen ben konuşamıyorum, sürekli takılıyorum.

Sizin hakkınızda da iyi ki bizim hocamızsınız, sizinle ders işlemekten gerçekten zevk alıyorum. Sizi görünce zamanımı boş geçirdiğimi ve boş vakitlerimi daha iyi geçirmem gerektiğini düşünüyorum. Mesela daha çok konferansa katılmak, bilgilenmek istediğimi hissediyorum sizi görünce. Pozitif enerjinizi bize yansıtabiliyorsunuz. Üniversitede olduğumu ve hayatın gezmekle sınırlı olmadığımı fark ettiriyorsunuz. Teşekkür ediyorum. Size, pozitif enerjinizin hayatınız boyunca kaybolmaması dileğiyle!

Öznur ÖZDEMİR, ozdemiroznur57@hotmail.com (B2, KİMYA MÜHENDİSLİĞİ, 01.01.1986, İSTANBUL)

İyi yaşamış, sık gülmüş ve çok sevmiş olan, hayatta başarılı olmuş insandır. Bu tanıma en uygun insan sizsiniz bence. Öncelikle ailenizi sizin gibi iyi ve başarılı bir insan yetiştirdiği için tebrik ediyorum ve kendimi de sizi tanıdığım için şanslı görüyorum. Bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyiliklerdir ve siz dünyanın en zengin insanı olarak kendinizi görebilirsiniz.

Ben başarılı ve zengin hocama bir ömür boyu sağlık ve mutluluklar diliyorum..

Melek ŞENYURT, mlk7_ee@hotmail.com (B2, Matematik Blm., 12.01.1988, Eskişehir)


Eğitim sistemi hakkında düşüncelerimi mi soruyorsunuz? Peki, yorumlarımı söyleyeceğim ama sadece kendi yaşadıklarım üzerinden. Çünkü tersliğini yaşamadığım konularda çoğu kişilerin yaptığı gibi yorum yapmaya hakkım olduğuna inanmıyorum.

On üç yılın eğitim mağdurundan;

İlkokulda birinci sınıfta başladı aksaklıklar… Yıl 1994… Daha çoğunun yüzünü ilk defa gördüğüm arkadaşlarımla birlikte ders görmeye başlayacaktık… Ama nerde? Hani küçük çocuklarının içine kötü olayların olacağı doğar da o ortamdan uzaklaşmak isterler ya da ağlarlar bunaldıkları için, işte öyle bir gündü… Yine küçücük çocuklar ağlıyordu ben o gün ağlamamıştım. Ama şu an utanmasam ağlarım, her yeni okula gittiğim gün için…

İngilizceyle ilkokul 4’de tanışan öğrencilerdenim ben. Daha sistem yeni uygulamaya konulduğu için okulumuza öğretmen ataması yapılmamıştı, derslerimizin boş geçmesini önlemek amacıyla da bir öğretmen tutulmuştu. Ailelerimizin eğitimimiz üzerine verdiği önemden dolayı bu öğretmen işinin ehli bir kişiydi. Maalesef biz öğretmenimizin birikimlerinden yararlanamamıştık. Çünkü sevgili öğretmenim seviyemize inemiyordu:(
Derken öğretmen atandı da biraz daha rahatladık:)

Gelelim yerleştirme sınavlarına; o zamanlar ilkokuldan sonra ortaokul ve lise öğretimi veren okullara yerleştirme sınavları oluyordu. Ben daha ne olduğunu zar zor idrak ederken ailemin önerileriyle ders çalışıyordum. Derken bir gün bir uyandık sınav kaldırılmış. Olsun çalıştığımız yanımıza kâr kaldı. Böyle mağdurluklarla ilkokul sona erdi.
Zaten o yıllarda ilköğretim sekiz yıla uzatılmıştı. Ama memnun oluyorum ki okulumda önceden oturmuş ortaokul sistemi vardı. Başka okullarda okuyan arkadaşlarım bir de bu değişikliğin mağduru olmuşlardı… Ortaokulda branşlara ayrılan dersler ve öğretmenler… Her öğretmende farklı bir huy, farklı bir sistem… Olsun buna da alıştık…(Sakın branş öğretmenleri derse girdiği için şikayetçi olduğumu sanmayın aksine çok memnunum ve ilkokulda bile branş öğretmenleriyle ders işlenmesi taraftarıyım. Ama o yıllarda küçücük olan ben:) bu değişimi bir kere de kabullenmekte zorlanmıştım.)

İşte ortaokuldan da mezun olma zamanı gelmişti. Bu sefer de o zaman ki adı LGS şimdi ki adı OKS olan sınava hazırlanıyordum. Hafta içi okulda ders ve hafta sonu dershane (bilemezdim ki bu hafta sonlarının yok oluşunun ilk günleriydi…). Bitmek bilmeyen bir koşuşturma… Bir gün bir yazılıdan çıktım öğretmenimle konuşuyorum, önceki sınavda beklediğimden daha düşük bir puan aldığımı söylüyorum, benim söylemekteki amacım eksik olduğum konuları öğrenmek ve başka çalışma teknikleri üzerine öğretmenimin önerilerini almaktı ama aldığım cevap beni hüsrana uğratmıştı.

İşte her yerde bizi düşünen büyüklerimizin kendine göre mantıklı yorumlarından biri; ben sizin yazılılarınızı artık daha inceleyerek okuyorum çünkü fen lisesi veya Anadolu lisesini kazanamazsanız süper lisede (Yani yabancı dil ağırlıklı eğitim verilen liseler. Bugün bu liseler artık yok çünkü liseler dört yıla çıkarıldı ve İngilizce ağırlıklı eğitim verilir oldu her okulda.) eğitim görmenizi istemiyorum. O gün bu sözlerin şokunu çok uzun sürede atmıştım ve öğretmenime çok darılmıştım hala da içimde bi burukluk olduğunu söylemeden edemeyeceğim. Ama şükrediyorum ki Anadolu Lisesi’ne yerleşebildim ve eğitimimde değişikliklere sahip olabildim. İnkâr etmeyin ki öğretimde her okulda farklılıklar var.

Liseye başladım… Öğretim görevlilerimiz gerçekten işinin ehli kişilerden oluşuyordu. Müdürümüz yeri geldiğinde arkadaşça önerilerde bulunurdu, yeri geldiğinde ise yöneticiliğin verdiği otoriteyle görevini devam ettiriyordu (Belirtmek isterim ki hala değer verdiğim bu kişide günümüzde her öğretmenin devlet okullarından kaçıp özel sektöre geçme amacını güderek özel okula geçti.) Yerine gelen müdürümüz hakkında ise bayağı konuşuldu; arkası sağlammış, kalıcı gelmiş, yoksa ne sebeple ilköğretimden direkt Anadolu Lisesi’ne yönetici yapılsın…

Derken öğrencilerde bu yoruma katılmaya başladı çünkü üzerimize uygulanan yönetimle kendimizi ilkokul çocuğundan farksız hissediyorduk. İnanır mısınız bir ara okulda topitop yememiz bile yasaktı. Bununla bitti mi yeni gelen müdürümüzden olan şikâyetlerimiz hayır! Bu kişi saygı duruşunda sözde öğrencileri uyarmak adı altında argo kelimeler kullanarak bağıran el kol hareketleri yapan bir kişi, biz de böle öğretim görevlilerince yetişmeye uğraşıyoruz…(Atalarımız kılavuzu karga olanın… diye bir söz söylemişler ya yoksa biz de mi öyle olacağız sorarım size?).

Gelelim psikolojik danışmanımız ve rehberlik öğretmenimize bu kişiyle kim konuşup sorunlarını çözmeye çalıştıysa işlerinin daha da bir çıkmaza sürüklendiğini söylemeden edemeyeceğim, peki ya bu öğretmenin psikolojisiyle kim ilgileniyor? Tabii ki kimse öncelikle öğretmenlerin psikolojisinin incelenmesi lazım. Eviyle sorunu olan hocalar yüzünden az mı ezilmedim ben. Başkalarının sorunları yüzünden kişiliğinde yaralar açılan kişilerden mi yarını kalkındırmasını bekliyorsunuz? Güldürmeyin beni…

Gelelim branş öğretmenlerimize… Türkçeyi konuşamayan öğretmenlerden ders gördüm ben… Mutluyum ki gördüğüm ders başkalarınınki gibi Türkçe değildi, matematikti de simgelerden falan anlayabiliyordum dersi…
İşte eğitim; ilk yıl hazırlık okudum (şuanki gibi…) devamında yine İngilizce ağırlıklı bir eğitim, lise 1 de bir de almanca eklendi bu yabancı dil eğitimine… Sonrasında bölüm seçilip ayrılan sınıflar… Ben sayısal öğrencisi oldum. O zamanlar ÖSS böyle değildi. Bu yüzden eğitim müfredatı başka bizim işlediğimiz konular farklıydı, mesela fizikte biz lise 2 konularını işlememiştik anlayışımız ‘nasılsa ÖSS’de yok’tu. Ne oldu Türkiye’nin bir gecede değişen koşulları bizi de vurdu? Biz üzerimizdeki şoku atlatıp geçtiğimiz yılın konularını tekrar işlemeye karar verdiğimizde ise çok geç olmuştu. Lise 3 başlamıştı, lise 3’ün kendi müfredatı lise 2 konuları ve ÖSS maratonu inanın çok zor bir dönem mutlaka yakınlarınızda yaşayan vardır bu dönemi… Burada da bir sorun var. Madem bu öğrenciler bu konuların tamamını 1 yılda görebiliyor neden liseler 1 yıla indirilmiyor? Bırakın o ilk iki yılı okumasınlar, çocukluklarını gençliklerini yaşasınlar…

Derken sınava girdim ÖSS gecelerimin kâbusu... Herkes bir telaş içinde yerleştim mi yerleşemedim mi telaşı içinde. Sistem mağduru olacak mıyım korkusu. Yine şanslı insanlardanmışım ki ilk yılımda yerleşenlerden oldum. Yerleşmem ise ayrı bir sorundu. Puanlama sistemi değişti, beklediğim puanın altında aldım, yüzdelik deseniz o da değişti sadece sayısallar içinde değerlendirme var dershane rehberlikleri bile ne yapacaklarını tam bilmiyor… Ben de kendime göre bir çözüm üretip sadece okumayı amaçladığım yerleri yazdım açıkta kalmayı göze alarak, şükürler olsun ki yerleştim.

Bakmayın böyle yeni ÖSS sistemi hakkında konuştuğuma, yeni sistemi önceden savunanlardanım. Madem bu dersi görüyoruz, sorumlu olmamız en doğal şey. Ama değişiklik yapıyorsanız, kökten başlayın değişikliklere. Neden mi? Mağdur kalınmasın, gençlik sorumlulukların erken farkına varsın… ve üstlerden birileri duyacak olursa diye söylüyorum; değişiklik yaparken bir kez daha düşünün lütfen mağdur kalınacak durumları da göz önünde bulundurun. Şüphesiz iyi şeyler yapıyorsunuz yaptıklarınıza karşı gelmiyorum bu söylediklerimin sebebi ise biraz daha inceleyici olun lütfen bu sıralarda geleceğimiz yetişiyor…

Üniversitede ise ilk aylarımı yaşıyorum. Yine hazırlık okuyorum. Bir şey sormak istiyorum size. Lisede hazırlık okuyanların çoğunluğu üniversitede hazırlığı atlayabiliyor mu? Ben inanmıyorum böyle olduğuna. O zaman niye değerli vakitlerimizi öldürüyoruz. Lise 3’ten sonra okusaydık da bir yılımızı kurtarsaydık daha iyi değil miydi?

Yeni sorunlarla karşılaşmamak ümidiyle bir güne bir derse daha başlıyorum…
Yaptıklarınız ve yapacaklarınız için teşekkürler.

Burak SEZER, b_burak_sezer@hotmail.com (C15, Metalürji ve Malzeme Mühendisliği, 18.07.1988, Kars)

Bence Türk eğitim sisteminin ana sorunu ezberci bir anlayışta olması. Daha ilkokul yıllarından beri sanki kasıtlı olarak tasarlarmış gibi çocukların yaratıcılığı, mesleğinin erbabı olmayan öğretmenlerce ortadan kaldırılıyor. Sadece ezber değil sorun. Ben bir fen lisesi mezun olarak yani güya bilim adamı olarak yetiştirilen biri olarak Çorum Fen Lisesi’nde bile doğru dürüst bir laboratuar olanağı ile karşılaşamadım. Bu yüzden düz liselerin halini düşünmek bile istemiyorum. Kaldı ki üniversitelerimizde bile laboratuar olanaklarının ne düzeyde olduğu belli liseler için daha çok sıra bekleyeceğiz galiba. Öğretmenlik mesleğinin yüceltilmesi gerekirken mesleklerinden genellikle nefret eden Fen Fakültesi mezunlarıyla doldurulması ve öğretmenlerin maddi durumlarının iyileştirilmemesi bir başka sorun. Ayrıca eğitim sistemimizde okul türü kavgası ve karmaşası yaşanıyor. Modern bir ülkede mesleki eğitim son derece önemlidir. Fakat Türkiye’de bu işin de durumda olduğu hepimizin malumu.

Bence bir ülke bilim ve teknolojide ilerlemediği sürece hiçbir alanda tam bir başarı sağlayamaz. Fakat üzülerek görüyorum ki şu an siyaset sahnesinde olanlar başka işlerin peşinde ya bunları görmüyor ya da görmezden geliyor. Ezberleyen ve belli kalıplara dayalı çözümler üreten yurdum insanların, yeni çözümler üreten analitik düşünen batı insanına karşı 21. yüzyılda neler yapabileceğini merak ediyorum.

Sevgili Aylin Hocam,

Okulun ilk haftasında dersimize gelen hocalar arasında bölümümün adını doğru telaffuz (METALURJİ VE MALZEME MÜHENDİSLİĞİ) eden nadir hocalardan biri olarak size hep sempati duydum. Çünkü Metalürji kelimesi hep metroloji olarak söyleniyor ve ben bundan nefret ediyorum. Ama hayata karşı biraz daha rahat olursanız bence sizin açınızdan daha iyi olur. Sorumlulukların bilincinde olmak çok iyi bir şeydir ama bunun sizi fazla germesine izin vermeyin zaman içinde hırpalanırsınız. Rahat olun.

13 Ocak 2007 Cumartesi

YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ'NDE YILDIZLARIN GEÇİT TÖRENİ :)



FURKAN OK, ABDULLAH YÜCEL, AYLİN YAVAŞ, NAMIK ESER, PROF. DR. OKTAY SİNANOĞLU






















C-5'TEN CANIM ÖĞRENCİLERİM, GELECEĞİN YILDIZLI YILDIZ MÜHENDİSLERİYLE: ELEKTRİK MÜH. FURKAN OK & İNŞAAT MÜH. ABDULLAH YÜCEL & AY-LİN:) YAVAŞ VE İNŞAAT MÜH. NAMIK ESER: BİZ HARİKAYIZ! :) :) :) :)













PROF. DR. OKTAY SİNANOĞLU & GONCA KÜBRA YEŞİLYURT
AY-LİN:) : OKTAY HOCAM .. GONCA KÜBRA, GONCA KÜBRA .. OKTAY HOCAM :) ... OKTAY HOCAM, PRENSESİM GONCA KÜBRA GELECEĞİN YILDIZLI YILDIZ ENDÜSTRİ MÜHENDİSLERİNDEN OLACAKTIR... VADAAA! :) (UZUN-KÖPRÜ-LÜ OLARAK, İNSANLAR ARASINDA KÖPRÜ OLMA ÇALIŞMALARIM :)
(ÜÇ FOTOĞRAFI B-2'DEN SEVGİLİ ÖĞRENCİM GONCA KÜBRACIĞIMDAN ALDIM; YÜREĞİNE SAĞLIK BİRTANEM.:)


















UĞUR DÜNDAR, ALİ SABANCI, ALİ KIRCA, CAN DÜNDAR, PROF. DR. OKTAY SİNANOĞLU, REKTÖRÜMÜZ PROF. DR. DURUL ÖREN




AYLİN YAVAŞ & PROF. DR. EMRE KONGAR




AYLİN YAVAŞ & VURAL ÇELİK; NAM-I DİĞER KUBİ, AVRUPA YAKASI :) :)





YTÜ MATEMATİK BLM. ÖĞRETİM ÜYESİ PROF. DR. ÖMER GÖK





AYLİN YAVAŞ & PROF. DR. ÖMER GÖK

















TÖRENDEN SONRA OKTAY HOCA'MIZI YTÜ ÇATI RESTORAN'DA AĞIRLADIK. OKTAY HOCA'MIZIN BİLİM SOFRASINDA OTURMAK, YAŞADIĞIM EN GÜZEL DENEYİMLERDEN BİRİ OLACAK DAİMA... BAŞTA İBRAHİM (İLDEŞ) BEY, HASAN (DİNÇER) BEY VE VEYSEL (DURMAZ) BEY OLMAK ÜZERE TÜM ÇATI RESTORAN PERSONELİNE HER ŞEY İÇİN GRUBUMUZ ADINA TEŞEKKÜRLERİMİ SUNUYORUM: GÜLER YÜZLÜ SERVİS, TERTEMİZ BİR ORTAM, NEFİS MÖNÜNÜZLE VE GÜZEL EZGİLERLE MÜTHİŞ BİR GECE GEÇİRDİK. ELLERİNİZE SAĞLIK! (TEL: (212) 327 25 78, ADRES: YTÜ MERKEZ YERLEŞİM B-BLOK 6. KAT BEŞİKTAŞ-İST.
http://ytuv.org/sb.htm )

YENİ TANIŞTIĞIM ÇATI RESTORAN AİLESİYLE SİZİ DE TANIŞTIRMAK İSTERİM: RESTORAN SORUMLULARI ADNAN URAL VE İBRAHİM İLDEŞ, RESTORAN ŞEFİ HASAN DİNÇER, GARSONLAR VEYSEL DURMAZ, İSMAİL ÖZKAN, MUHSİN ÇELİK, MUSTAFA ÇELİK, CENGİZ KABUL, AŞÇILAR GİYADİN ÖZCAN, ALİ OSMAN BAKAN VE KURTÇA ŞAHİN (FOTO. EKLENECEK :)




SEZGİN BERBER, PROF. DR. OKTAY SİNANOĞLU, DURSUN YILMAZ, DOÇ. DR. ÖMER GÖK, AYLİN YAVAŞ, EMİNE ÇELİK

HERKESE MERHABA!

BİR KÜLKEDİSİ MASALI YAŞAYAN BEN, SATÜRN'ÜN HALKALARINDA DÖNÜYORUM: VADAAA!

10 OCAK 2007, ÇARŞAMBA 2O:30'DA YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ (YTÜ), ODİTORYUM'DA (BEŞİKTAŞ) YILDIZ İŞLETME KULUBÜ (YİK)TARAFINDAN 'YILIN YILDIZLARI GECESİ' DÜZENLENDİ; BİLİM, SANAT, MEDYA, MÜZİK VE İŞ DÜNYASINDAN ADETA BİR ÜNLÜ GEÇİT TÖRENİ YAŞANDI.

26 KATEGORİDE ÖDÜLLERİN PAYLAŞILDIĞI 'YILIN YILDIZLARI 06' GECESİ, İNANILMAZ EĞLENCELİ VE RENKLİ GEÇTİ :) BİRÇOK BAŞARILI VE SES GETİREN ORGANİZASYONA İMZA ATAN; SEMİNER VE PANELLERİYLE, SÖYLEŞİLERİYLE, KARİYER GÜNLERİYLE ADINDAN SIKÇA SÖZ ETTİREN YİK'İN BU YIL 5.Sİ DÜZENLENEN GELENEKSEL 'YILIN YILDIZLARI' ANKETİ, 3000 YILDIZ TEKNİKLİ ÖĞRENCİ ARKADAŞIMIZ ARASINDA YAPILDI.

YILIN YILDIZLARI 2006 ÖDÜL TÖRENİ'NDE YILDIZLAR YILDIZLARINI ALDILAR: PROF. DR. OKTAY SİNANOĞLU, PROF. DR. EMRE KONGAR, CAN DÜNDAR, ALİ SABANCI, UĞUR DÜNDAR, ALİ KIRCA, VURAL ÇELİK & ERGİN GÜNAYDIN (AVRUPA YAKASI'NIN NAM-I DİĞER KUBİ'Sİ VE BURHAN ABİ'MİZ), FUNDA ARAR, MOR VE ÖTESİ, VS. AŞAĞIDA TAM LİSTEYİ BİLGİNİZE SUNUYORUM.

ŞİMDİLİK FOTOĞRAFLARIN BİR KISMIYLA BULUŞTURUYORUM SİZİ. FOTOĞRAF MAKİNAM YİNE DONDU? :( ŞANSLIYDIM Kİ YİNE BİR KURTARICI MELEK YARDIM ETTİ :) :) ONDAN DA GECENİN DİĞER FOTOĞRAFLARINI ALACAĞIM. FİNALLERİMDEN SONRA İSE GECENİN TÜM DETAYLARINI PAYLAŞACAĞIM..

AMATÖR BİR RUHLA, GAZETECİLİĞE GERİ DÖNDÜM: VADAAA! HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ, İNG. MÜTERCİM-TERCÜMANLIK BLM.'DE OKURKEN (2OO1-05), ANKARA TEMSİLCİSİ OLDUĞUM EDİRNE UZUNKÖPRÜ ADALET GAZETESİ'NİN YENİ YIL İTİBARIYLA İST-AN-BUL TEMSİLCİSİ OLARAK KÖŞE YAZILARIMA, KENDİ ÇEKECEĞİM FOTOĞRAFLARLA GEZİ YAZILARIMA VE SÖYLEŞİLERİME DEVAM EDİYORUM :) ANKARA'DAYKEN STAJYER ÇEVİRMEN VE GAZETECİ OLARAK ÇALIŞTIĞIM TURKISH DAILY NEWS, ATV VE ATAUM&ABHABER İLE UZUNKÖPRÜ ADALET GAZETESİ AİLELERİNE BURADAN SEVGİ VE SAYGILARIMI YOLLUYORUM. HAYATIMA KATTIĞINIZ TÜM RENKLER İÇİN SONSUZ TEŞEKKÜRLER. HAYATI PAYLAŞMAK ÜZERE!

SEVGİYLE KALIN!

AY-LİN:)

YILIN YILDIZLARI 2006 ÖDÜL ALANLAR

2006 Yılı’nda En Çok Okunan Gazete;
HÜRRİYET

2006 Yılı’nda En Beğenilen Bilim Adamı;
OKTAY SİNANOĞLU

2006 Yılı’nda En Beğenilen Köşe Yazarı;
CAN DÜNDAR

2006 Yılı’nda En Beğenilen Ekonomi Dergisi;
EKONOMİST

2006 Yılı’nda En Beğenilen Yazar;
EMRE KONGAR

2006 Yılı’nda En Çok İzlenen TV Kanalı;
CNBC-E

2006Yılı’nda En Beğenilen TV Haber Program Yapımcısı;
UĞUR DÜNDAR

2006 Yılı’nda En Beğenilen Haber Spikeri;
ALİ KIRCA

2006 Yılı’nda En Beğenilen Dizi Film;
AVRUPA YAKASI

2006 Yılı’nda En Beğenilen Türk Filmi;
SINAV

2006 Yılı’nda En Beğenilen Aktrist;
ÖZGÜ NAMAL

2006 Yılı’nda En Beğenilen Aktör;
ENGİN GÜNAYDIN

2006 Yılı’nda En Beğenilen Eğlence Show Programı ve
Sunucusu;
BEYAZ SHOW-BEYAZ

2006 Yılı’nda En Beğenilen Tiyatro Oyuncusu;
HALUK BİLGİNER

2006 Yılı’nda En Beğenilen Kadın Şarkıcı;
FUNDA ARAR

2006 Yılı’nda En Beğenilen Erkek Şarkıcı;
EMRE AYDIN

2006 Yılı’nda En Beğenilen Müzik Grubu;
MOR VE ÖTESİ

2006 Yılı’nda En Beğenilen Radyo İstasyonu;
POWERTÜRK

2006 Yılı’nda En Beğenilen Spor Programı;
NBA STÜDYO

2006 Yılı’nda En Beğenilen Ekonomist;
DENİZ GÖKÇE

2006 Yılı’nda En Beğenilen İş Adamı/Kadını;
ALİ SABANCI

2006 Yılı’nda En Beğenilen Şirket; (yatırım/yönetim/kurumsallık/kalite yönünden)
TURKCELL

2006 Yılı’nda En Beğenilen Reklam Filmi;
OPET REKLAMLARI

2006 Yılı’nda En Beğenilen Sosyal Sorumluluk Projesi;
MİLLİYET BABA BENİ OKULA GÖNDER

2006 Yılı’nda En Beğenilen Kişisel Gelişim Akademisi;
BİLGEADAM

2006 Yılı’nda En Beğenilen Banka;
TÜRKİYE İŞ BANKASI

8 Ocak 2007 Pazartesi

10 OCAK ÇAR. OKTAY HOCA YİNE YTÜ'DE: VADAAA! :) :)



YTÜ BEŞİKTAŞ YERLEŞKESİ

Merhaba Arkadaşlar,

Umarım herkes iyidir. Daha çok öğrencilerim için bir ileti yazacakken, yine 'paylaş' listemdeki sizlere de atayım dedim, ilgisini çeken olur diye.

Bu gün finalden çıktım, yine bizim kışlanın koridorlarında koşarken uzaktan Ömer Hoca'yı gördüm, vadaaa! dedim. Süper bir kimlik!:
http://www.mat. yildiz.edu. tr/atur/mat. php?file= doc/omergok. htm
Kendisi daha önce Oktay SİNANOĞLU ile Matemetiğin Haritası konferansını düzenlemişti:
http://aylinyavas. blogspot. com/2006/ 12/prof-dr- oktay-sinanolu- matematiin. html
Hem bir hatrını sormak, hem de geçmiş bayramını ve yeni yılını kutlamak üzere yanına gittim ki çok güzel bir organizasyondan haberim oldu :)

10 Ocak Çar. 19:30'da İşletme Kulubü'nün YILIN YILDIZLARI ÖDÜL TÖRENİ'ne Oktay Hoca da katılacakmış (Yer: ODİTORYUM-YTÜ BEŞİKTAŞ YERLEŞKESİ).

Geçen geldiğinde dersiniz olduğundan, çoğunuz katılamamıştınız. Ama bunu kaçırmayınız! Şimdi cuma finaliniz olduğunu söylediğinizi duyabiliyorum. Dokuz gün tatil vardı: Çok rahatlamış gördüm sizleri! Hem dersleri hem de sosyal çalışmaları beraber götürelim, beyler bayanlar!
Zaten siz son güne çalışmayı bırakmazsınız, di mi? Çok tatlısınız (::)

Programın detaylarını öğrenmek için web sayfamıza baktım:
www.yildiz.edu. tr
http://www.kulupler .yildiz.edu. tr/
http://www.kulupler .yildiz.edu. tr/index. php?a=4
İşletme Kulubü'nün bu duyurusu aktif değil ve herhangi bir iletişim adresi de koymamışlar, sorunu iletelim... Oktay Hoca ve pek çok değerli kişi geliyor ve bunu duyurmuyorlar. Mutlaka Yıldız yerleşkemizde posterleri vardır... Çar. göreceğim ve de araştıracağım...

Neyse, az kaldı. Eleştireceğime bir yüksek lisans öğrencisi olarak kendim bir öğrenci kulübü kurup, örnek olacağım, olacağız inşallah! Çünkü HEPİNİZ YILDIZLI YILDIZLARSINIZ :) Beyin takımını şubatta oluşturup, hemen eyleme geçeceğim. Kulüp başkanı olarak en çok ben çalışacağım ama sizlerin desteğiyle IN-NOVA-TION yapacağız! VADAAA!
http://aylinyavas. blogspot. com/2006/ 12/yaam-mesajim. html
YAŞAM MESAJI'mı okuyun, yaşam enerjiniz artsın!
SİZİ ÇOK SEVİYORUM CANIM ARKADAŞLARIM!


(SAĞ OL FENER-Lİ-BAHÇELİ SENACIĞIM, ÇOK TATLISIN PRENSESİM:)

Yarın salı yüksek lisansta final sunumum var, okulda değilim; Çar. y. lisanstan sonra da Beşiktaş'a roketliyorum. Ah, Zeybek takımına katılmayanlar! Çok şey kaçırıyorsunuz.. Çar. 17:00-19:00 Barak oynuyorum. Dış dinamikler çok değişken, bir aksilik çıkmazsa, Oktay Hoca'ya yetişeceğim. İki saat zıpladıktn sonra, inş biraz ayaklarım yere basar :) :)

Oktay Hoca, Amerika'ya gidiyor ve Nisan'a TR'ye dönecek, onu yakaladınız, yakaladınız! Yoksa Adios dersiniz :) Muhtemelen o gece de çok yoğun olacaktır ama kitap imzalatmak isterseniz & koş-an ben-i görürseniz, yakalayın :) Eşi Dilek Hanım çok şeker bir hanımefendi, ondan yardım isterim canlarım :) BU DUYURUYU DUYANLAR DUYMAYANLARA İLETSİN! MSN'E DE SÜREKLİ NOT YAZIYRM; ORADAN DA TAKİP EDEBİLİRSİNİZ!

Son olarak tekrarlıyorum: Lütfen yüz yüze iletişim kuralım, sorularınızı ben-a sorun:).
BAŞTA MSN, SMS OLMAK ÜZERE SANAL İLETİŞİMİN SAĞLIKLI OLMADIĞINI DÜŞÜNÜYORUM! ÖZELLİKLE C-15: HAFTALIK PROGRAMIM SİZDE VAR. AYRICA CEP TEL. NUMARALARIMI DA BİLİYORSUNUZ. BEŞ GÜN DE DAVUTPAŞA'DAYIM :)
MSN'İ YÜKSEK LİSANS ARKADAŞLARIMLA ORTAK ÖDEV YAPMAK ÜZERE KULLANIYRM, YAKLAŞIK 200 KİŞİ MHB DEDİĞİ ANDA BİLE VAY HALİME :(

Per.: SUNUMLARINIZ VAR! HEPİNİZ ÇOK BAŞARILI OLACAKSINIZ! BİRBİRİNDEN GÜZEL ÇALIŞMALARA İMZA ATACAKSINIZ! YETER Kİ KENDİNİZE İNANIN! SİZ KENDİNİZE İNANMAZSANIZ, KİMSE SİZE İNANMAZ DOSTLARIM!

DEĞERLİ CEMİL, SELMAN VE YAKUP BU GECE NOTLARINIZI SMS OLARAK SİZE BİLDİRECEĞİM!

DAHA AZ UYUMAK, DAHA ÇOK ÇALIŞMAK ZORUNDAYIZ! ROKETLEYELİM!

SEVGİYLE KALIN!

Ay-lin:) 22:31, 08.01.2007

















C-5'E YILBAŞI PARTİSİ: HEP DERS OLMAZ, DERSTEN SONRA PARTİ YAPIP, DANS EDELİM DEDİM :)

C-5: (SOLDAN SAĞA) AYHAN, ABDULLAH, SEZGİ, DİLEK, İREM, SEDA, SEMA, AY-LİN:) HOCA, NAMIK, SEV-CAN:) HOCA, TAM-ER:) HOCA, AKSA, BİLAL, KEREM;
(ÖNDEKİLER)-TURUNCULU- İBRAHİM, İLKER, AHMET, YALÇIN


















SEVEN İNSAN, SEVDİĞİNE PASTA YAPARMIŞ:
BU DA AY-LİN:)'DEN
C-5'İNE :)

















İLKER VE AHMET HAM YAPARKEN :) ÇOK MU BEĞENDİNİZ PASTA MI?
BEN YİNE SİZE PASTA YAPARIM CANLARIM :)

Elveda YTÜ ve İstanbul, merhaba BANÜ ve Bandırma!

                                                   Yaklaşık 15 yıl  #ARGEdeLiderYTÜ ’de (ve bir yıl dünyanın en saygın üniversitelerinden Co...