13 Aralık 2010 Pazartesi

Mutlu Yıllar & Bir Soru, Bir Yardım

Sayın Hocalarım,
Değerli Arkadaşlarım,
Sevgili Öğrencilerim,

Öncelikle yaklaşmakta olan yeni yılınızı kutlar; tüm sevdiklerinizle ve sevenlerinizle huzurlu, mutlu ve sağlıklı nice yıllar geçirmenizi dilerim.

Bildiğiniz üzere 2009-2010 akademik dönemini Fulbright bursiyeri olarak Amerika Birleşik Devletleri'nde geçirdim. 2011 yılında da Amerika anılarımı ve gözlemlerimi
sözcüklere dökmeyi hedefliyorum. İçeriği düşünme aşamasındayım: Amerikan kültürü ve edebiyatı, Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretimi, aile değerleri, sağlık sorunları, görsel sanatlar, vs.

Siz böyle bir kitapta ne öğrenmek istersiniz? Amerika'ya dair ne görmek istersiniz? Neleri merak ediyorsunuz?
Bana düşünlerinizi eposta yoluyla ya da bloguma yorum bırakarak iletirseniz, çok mutlu olurum.
Sadece bir soru sormanız bile benim için çok değerli olacaktır.

Zaman ayırdığınız ve katkıda bulunduğunuz için çok teşekkür ederim.

Sevgilerimle,


Ay-lin:)

19 yorum:

mustafa dedi ki...

Zevkle okuyacağım bir kitap olacağına eminim.Amerikan aile yapısının günümüzde ki durumu, Türk aile yapısıyla,gelenek ve görenekleriyle bağdaşan ve kesinlikle bağdaşmayan yönlerinede yer verirseniz daha zengin bir kitap olacağını düşünüyorum.

İyi çalışmalar Ay-lin Hocam:)

Mustafa Taştepe

irfan baştürk dedi ki...

meraba aylin hocam,
öncelikle yazmanız gerçekten güzel..herkes bunu rahatça okuyup,sizin izlenimlerinizden faydalanmış olur..eğer ben bunu okumak istersem,kitapta amerikan kültüründeki insan ilişkilerine yer verilmesini isterdim..ayrıca orada ki yaşam şekli ve aile yapısınıda merakımdan bu kitapta yer almasını çok isterdim..
birde dinlerinin gerektirdikleri noktada neler yaptıklarınıda bilmek isterdim....

Adsız dedi ki...

Bence Amerikalilar'in Turkler'e bakisi okuyucalarin ilgisini cekecektir. Cok satarsin yani :)

Selcuk

Adsız dedi ki...

derse geç gelen öğrenciye tavırları nedir?

derste yeme içme konusuna tavırları nelerdir?

ödevini getirmemiş öğrenciye verieln tepki nedir?

öğrencinin tırnağının uzun olmasını prblm ediyorlar mı?

Şahsen ben bu konuda hep arada kalıyorum. Öğrencilere bu tarz

şeyler yüzündne kızmak içimden gelmiyor.

öpüyorum tatlım. en kısa zamanda deneyimlerini paylaşmak ümidiyle.

Billur dedi ki...

Aylincim, güzel bir girişim ama gördüğüm kadarıyla kendini bölmeye devam ediyorsun. Tez bitti mi ki kitabı projelendirmeye başladın? :) Her neyse...

Benim ilk sorum şu. Amerika gerçekten bir Rüyalar ülkesi mi? Herkesin orada okumak istediği kadar var mı? Çekilen çilelere değer mi?

İkinci sorum ise, Ivy league okullarında ders anlatımlarında kullanılan metodoloji ve bu okullarda okuyan öğrencilerin profili. Hatırlıyorum böyle bir kaç okulu ziyaretinle ilgili blog yazısı yazmıştın ama içerik sadece duygusal boyuttaydı. Ben daha çok bilgi boyutunu merak ediyorum.

Diğer bir yandan amerikanın aile yapısı gibi bir konuyu ele almak çok sığ kalacaktır çünkü amerika 50 eyalet artık 2 özerk yönetim, o kadar farklı kültürler ve aile yapıları var kii... genellemek doğru olmayacaktır bence. Akademik hayatla ilgili gözlemlerini yazman bence daha aydınlatıcı olur hedef kitlen için diye düşünüyorum... Kolay gelsin!

Ersin Gün dedi ki...

Eğer kitap çıkarsa,başucu kitabım olacağından eminim.Ben şu sorumun cevabını kitapta bulmayı ümit ederdim.Acaba onlar mı daha kolay türkçe'yi anlıyor yoksa biz mi daha zor ingilizce'yi anlıyoruz?
Acaba bunu etkileyen faktörler ne?
Zeka mı?kabiliyet mi?yoksa bizim mecbur bırakılarak,dile karşı soğutulmamız mı?
Amerika'nın Türkiye'den bilim açısından daha ileri seviyede oluşu,acaba bizim bilim yapmadığımızdan mı?yoksa ingilizce olarak yapıp,Amerikaya çalışmak mı?

Kitabı dört gözle bekleyeceğim,saygılarımla

Adsız dedi ki...

Aylinim merhaba,ben Amerika'açık alanlarda,parklarda yapılan konserlerin algılanışıyla ,Türkiye'de uygulanabirliğini ve nasıl algılanabilirliğini kıyaslamanı isterdim.Öptüm. Suna

seneryocu2 dedi ki...

Sevgili Aylin,Sevgili kızım.

Kızım diyorum,yaşım 63...

Fulbright bursunu kazandığına göre zeki bir insansın.Amerikalılar öyle boş yere para harcamazlar.Ama her harcadıkları para kendilerine geri döner mi?Orası ayrı bir konu.

Yıl 1965 parasız yatılı bir öğrenciyim.Bir arkadaşım usulen yapılan bir sınavla Fulbright bursunu kazanarak Amerikaya gitti.Ertesiyıl 1966,ingilizce öğretmeni beni çağırdı.Geçen yıl arkadaşın X i gönderdik.bu sene de seni Amerikaya gönderelim dedi.

O yıllarda Türkiyede anti Amerika rüzgarları esiyor.Çetin Altan ve İlhan Selçuk'un başını çektiği sol siyaset fırtına gibi ortalığı toz duman ediyor.

15 kişilik Türkiye İşçi Partisi Meclisi sallıyor.

Benim cevabım:Ülkemi seviyorum hocam oldu.

Ha arkadaşım ne oldu merak ediyorsan:

Lise üçü Amerikada okuduğu lisede(ya da kolejde) birincilikle bitirdi.ODTÜ sitede Elektrik Mühendisliğini bitirdi.Bu arada Ankarada Fulbright bursundan aldığı paralarla yatakhanemizden gelen arkadaşlara meyhanelerde
Amerika aleyhine küfürler etti.

Tabi böyle bir zihniyetin Türkiyede şansı olamazdı.Haytta gördüğüm en zeki insanlardan olan bu zat yıllarca elektrik mühendisi olarak çalışmasına karşın ,bugün SOSYAL GÜVENCE'den yoksundur.
Çünkü o dönem 68 kuşağıydı.Yaşanması gerekiyordu.Yaşandı ve bitti.Kimileri darağacına giderken gözlerini bile kırpmadı.

Yorumumu yapmadan önce,yapılan bir kaç yorumu okudum.Amerikada okullarda Ojeye karışıyorlar mı?Soruyu soran da bal gibi biliyordur.Amerika değil ojeye,uyuşturucuya bile karışmaz.Ne kadar apolitik öğrenci,o kadar rahat bir Amerika.

Şimdi sen parlak bir öğrencisin.Öğrencilik bitti.Önünde iki yol var:

Amerikayı övdün ve Türkiyenin de Amerika gibi olacağını söylediğnde,bütün kapılar önünde açılacak.Emrine son model arabala ve kapını saygıyla açacak şöforlar tahsis edilecek.

Amerikaya sövdüğünde;Ailen kimdi,yedi sülalen soruşturulacak,ağzınla kuş tutsan,hile yaptın diyerek,tuttuğun kuş bir kediye verilecek ve sen kapı dışarı edileceksin.

İyi düşün kızım,bir yerde vatan ,millet ,sakarya.Diğer yönde bir cennet...

seneryocu2 dedi ki...

Sevgili Aylin,bu yorumu sayfanda yayınlamamana da inan ki zerrece üzülmem.Çünkü sonunda iki yol var:Biri cennet ,biri cehennem.
Zaten Tanrı da insanları neyle imtihan ediyor? Cennet ve Cehennemle.

Bu nedenle hiç bir insan diğerini,niçin cenete,niçin cehenneme gidiyorsun diye sorgulayamaz.Böyle bir hakkı da yoktur.

Adsız dedi ki...

Ülkeye girişte ve daha sonrailk dikkatini çeken ilginç şeyler nelerdi, çevreye baktığında genel olarak görüntü belli bir milletin çoğunluğu şeklinde miydi, İngilterede bir geleneksel nezaket vardı , orada da öyle mi, genellikle korkutucu ve her türlü insanın dangul dungul konustuğu bir yer görünümünü veriyor. Yiyecek çevitliliği var mıydı, sen sağlıklı beslenebildin mi, dünyadan ve Türkiyeden ne düzeyde haberdarlar, nasıl alğılıyorlar, yaşam alışkanlıkları, ilginçlikler neler örneğin kuzey ülkelerinde teharet musluğu yerine kolu uzanan bir dus varmıs klozetin arkasında bunun gibi kullanımı ilginc seyler var mı, ırkçılık ne düzeyde, hissedilir hissedilmez birseyler var mı, kızılderililer? Bunlar aklıma gelenle.... sofra kültürleri, sofrada dua ediyorlar mı, otobüse binerken ne kullanıyorlar akbil gibi mi...yarın Hindistana uçuyorum daha ppt mi yapmalıyım, çok sevgiler....görüsürüz.. Aymil

Adsız dedi ki...

Bir çok şey tabiki sorulabilir, ben birtane sorayım mesela.
Amerikan insanını pozitif yapan sebepler nelerdir?
Kolay gelsin sana. Guzel bir yaklaşım olarak buldum düşünceni, belki sonra detaylı konuşabiliriz.
Best.
y.m.

Adsız dedi ki...

Ithaca'da cevreye verilen degeri ve saygiyi gordukten sonra, Turkiye'de de tam aksine
(Ankara'daki pis hava,
Konya Ovasi'nda cekilen, kuruyan su kaynaklari,
Karadeniz'de vatandaslarimizin dilek ve dertlerini yok bilerek son yesillerimizin ve biricik su kaynaklarimizin Hidroelektrik Santrali ugruna OLCUSUZCE kirletilip yabanci/yerli firmalara satilmasi,
Izmir Aliaga'dan gecerken o kokladigin rezalet kokular,
Mersin'de guzelim sahil yolunun dibine yapilmis koskoca katli, icice gecmis nefes almayan binalar,
hala geri donusum konusnda cok ama cok az bilinc gosteren insanimiz, geri donusum kutularinin icinde atilmis yemek artiklari,
Bakirkoy'de yolun ortasina birakilmis cop yiginlari,
televizyonda tekmelenen sokak kopekleri, siyasetin cevreye prim vermemesi ve buna ragmen surekli yine bir sekilde milletimizin secim iradesi sonunda yerel ve ulusal anlamda destek bulmasi, vs...) cevreyi geri donusu olmayacak sekilde heba eden ve hayvan sevgisinden nasibini almamis bazi egitimsiz veya ruhsuz insanlarimizin tutumunu dusundugunde Turk milleti'ne hizmet konusunda bir isteksizlik veya caresizlik duyuyor musun?

seneryocu2 dedi ki...

Ama olaya bir de ters taraftan bakalım.Tüm bu olumsuzlukları benim necip milletim kendiliğinden mi yapıyor.Acaba kültür emperyalizmi dediğimiz,Amerikan emperyalizminin dikte ettirdiği,medya,film,kitap,amerikada yetişmiş kişilerin fikirlerinden dolayayı olmasın sakın.
Malum,o cihette en önemli varlık bireydir.Önce sen,sonra çocuğun,sonra eşin,sonra evin,mahallen,köyün...uzar gider liste.

40-50 nyıl önce yoktu
böyle bir anlayış Türkiyede.Elalem ne der diye bir utanma duygusu yaşardı bu milletin bireyleri.Ne zaman ki Turgut Özal:''benim memurum işini bilir.Anayasayı bir kez delsek nolur''dedi işler şirazesinden çıktı.
Köşeyi dönme tüm duyguların önüne geçti.
Bahsettiğin tüm olumsuzluklar bir gerçektir.Ama bu Anıtkabirde yatan Atatürk'ün,İnönü'nün suçu değildir.Hatta bir yerde Turgut Özal'ın bile değildir.O zihniyeti Türkiy'nin başına bela eden Amerika'nındır.

Eğer Türkiye'ye hizmet etmekte gönülsüz davranacak olursanız biliniz ki;bundan 10-20 yıl sonra karşılaşacağınız Türkiye ,Bu yazıda çizdiğiniz Türkiye2den çok daha kötü olacaktır.Ve o zaman söyleyeceğiniz söz:BİR ZAMANLAR TÜRKİYE ÇOK GÜZELDİ.Nereye gitti o güzelim memleketim...

Adsız dedi ki...

Sevgili arkadaşım:)
Ben de senin ve ailenin yeni yılını kutlar; sağlık, mutluluk dolu bir yıl geçirmenizi dilerim. Böyle bir projeyi senden bekliyordum açıkçası, çok isabetli olmuş. Allah kolaylık versin Aylincim, umarım gönlüne göre olur herşey. Çalışmanın sonunda çok güzel birşey çıkaracağını biliyorum.
Ben de sana ufak bir katkıda bulunayım o zaman:
1. bir Türkün veya Türk öğrencinin Amerika'ya ilk gittiğinde ne tür bir duygu içerisinde olduğu, karşılaştığı sorunlar, bulduğu çözümler,
2.orada yaşadığın ilginç deneyimlerin, çinliydi galiba ev arkadaşının garip yemekleri gibi:))
3. oradaki başka yabancı öğrenciler ile Türkleri kıyaslayabilirsin, biraz değişik bir milletiz, ilginç şeyler çıkabilir:)
4. Türkçe öğrenirken en çok zorlandıkları yerler, zorlandığın anlar ve bunların nasıl üstesinden geldiğin
5. oradaki sosyal yaşam, insan ilişkileri, aile içi ilişkileri, bizden çok farklı olan ve bize garip gelen özellikleri
6. güzel bulduğun ve bizim kendi ünilerimizde de uygulayabileceğimiz üniversite uygulamaları (bu sosyal hayattaki durumlar için de geçerli olabilir)
7.orada en çok nelerden zevk aldın? nereleri gezdin? fotoları??
8. bizdeki gibi şehir efsaneleri var mı mesela??:)
canım aklıma gelen şimdilik bunlar, umarım katkısı olur:)
sevgiyle ve mutlu kal Aylin'im:)Seher

Adsız dedi ki...

Merhaba Sevgili Aylin,

ABD gezini, maceranı facebook'tan az çok takip ettik aslında, ama elbette ki yaşadıklarının yanında çok ufak bir kısmını görebildik bizler.
Çok ince bir düşünceyle yazacağın kitabın şekillenmesi için bizlerden de fikir sormuşsun. Çok güzel bir girişim; tek korkum sana gelecek onlarca yorumun işini zorlaştırması. Umarım öyle olmaz. Çünkü bu kitabın ortaya çıkmasını ve okumayı çok isterim. Bu yüzden de olabilecekse katkı yapmaktan memnuniyet duyarım.
Yaşanmış anıları içeren, biyografi türü kitapları okumayı ayrıca severim.
Bu yüzden de anektodlar halinde aklında kalan anılarını okumaktan çok büyük keyif alacağım.

En çok merak ettiğim şey; insanların bakış açısı ve orada yaşadığın, gördüğün kültürün sana neler öğrettiği. Ben, birkaç yıl önce İngiltere'de birkaç ay geçirme şansı yakalamıştım. O kültüre dair o kadar çok şey öğrendim ki... Dil-kültür arasındaki bu ilişkiyi keşke yaşım daha küçükken, işin başındayken yaşayarak görebilseydim. (Zararın neresinden dönersek kardır ama değil mi- better late than never!) Amerika'yla ve kendinle ilgili bu tür bilgiler verebilirsen sevinirim. İnsanların belli olaylara tepkileri, bakış açıları nedir? Her milletin kendince bir karakteri olduğuna inanırım; Amerika'da yaşayan halkı genelleyerek bir karakter çizebilir misin?

Ayrıca, bildiğim kadarıyla insanlarla sürekli iletişim içindeydin. Baklava günleri vb. kültürel tanıtımda bulunduğun pek çok etkinlik düzenledin. Bunlarla ilgili -ne düşündüğün, nasıl yaptığın, ne gibi geri bildirim aldığın vb.- daha çok bilgi alabilmeyi isterim ve bu güzel anıları da mümkünse resimlerinle desteklemen kitabı renklendirecektir.
Merak ettiğim bir başka konu da; ırkçı tepkiler aldığın oldu mu? Biliyorum ki onca iyi niyetli girişimine rağmen Türkiye'de bile sert, saygısız tepkiler aldığın oldu. Senin oradaki çabaların nasıl karşılandı? Umarım seni fazla üzen olmamıştır...

Aslında kısacası; başına ne geldiyse iyi-kötü-tatlı anlat yeter ki sen Aylinciğim... Ben dinlemeyi de okumayı da severim.

Cesaretini hiç kaybetmemen ve etrafındakileri aydınlatmaktan hiç vazgeçmemen dileğiyle...

Sevgiyle kal,
Gonca Pamuk Özalp

Happiness keeps you Sweet
Trials keep you Strong
Sorrows keep you Human
Failures keep you Humble
Success keeps you Glowing
But Only God keeps you Going

Adsız dedi ki...

Aylin merhaba,

Öncelikle projen için tebrik ediyorum. Umarım hayata geçirebilirsin :) Bence kitabındaki farklı bölümlerde Amerika'da yaşadığın tüm tecrübeyi aktarman ve de bunu görsellerle süslemen iyi olacaktır. Herşeyden biraz yazman iyi olur diye düşünüyorum. Herkes aradığı birşeyleri bulabilir kitapta böylece :)

Başarılar diliyorum.

Bu arada müsait olduğun bir ara beklerim odama çay-kahve içmeye; hem konuşmuş da oluruz bu tip konuları da :)

Selamlar ve sevgiler,

Tolga

Adsız dedi ki...

Kişisel davranış şu şekilde olurdu..
Ben ne istiyorum..
Bu Amerika'da bana ilginç gelen nedir ?
Neyi önemli buldum ?
Bunları paylaşmak isterdim..
Başkalarının ne istediğinin sonu gelmez ve büyük olasılıkla da yarı yolda sıkılıp kalırdım..
"Ben" çok önemli..
Bence sen bu soruyu sana sormalısın ve bizler okumalıyız..
Ancak böylesi güzel olur kanısındayım...

***

Yok eğer sorunda sebat edersen; bir yıl beklemeni isteyeceğim.
Ancak o zaman bulabilirim sorularımı..

Sağlıcakla kal

Mehmet

Adsız dedi ki...

Sevgili Aylin,
Aklıma gelen sorular şöyle:
Amerika'ya gitmeden önce ne gibi hazırlıklar yaptın? Kültürü, edebiyatı, sosyal dokusuna dair... Bu konudaki araştırmalarında seni yönlendiren biri oldu mu?
Orada iletişimsel anlamda ya da dinsel, kültürel farklılıklar nedeniyle zorluklar yaşadın mı? Ya da ne tür duygusal, yaşamsal zorluklar oldu- aile özleminin dışında?
Uçağa binerken neler hissettin ?
Orada kalacağın yeri gördüğünde neler düşündün?
İlk derse öğretmen olarak girdiğinde neler hissettin? Aklıma şimdilik gelen sorular bunlar.... Sevgiler arkadaşım:) Nil Esra

Adsız dedi ki...

merhaba hocam
ben de kadın erkek ilişkilerini çok merak ediyorum. siz oraya Türk insanını temsilen gittiniz ama ordakiler bunun farkındamı yoksa size oranın ahlakiyla mı yaklaştılar? rahatsız eden erkekler filan oluyormuydu?
ayşe cantürk kurusu

Elveda YTÜ ve İstanbul, merhaba BANÜ ve Bandırma!

                                                   Yaklaşık 15 yıl  #ARGEdeLiderYTÜ ’de (ve bir yıl dünyanın en saygın üniversitelerinden Co...